info@bakanpsikolojikdanismanlikmerkezi.com
0 530 083 36 97
BLOG

KIRILGAN KRALLAR: NARSİZM

Bulanık nehirdeki kırgın aksiyle sarhoş olan Narcissos, başını sudan kaldırdığında, yaşama biçtiği yegane arzusu çoktan iliklerine işlemişti: Kendi benliğine duyduğu aşk!

 

 

Bizler varoluşumuz esasınca kendini sevmeye mecbur edilmiş, eğer sevmezse evrendeki başka hiçbir varlığı da sevememekle cezalandırılacak şekilde dizayn edilmiş, sevgiye ve sevmeye müptela varlıklarız. Gelgelim Narcissos dengeyi aşan her insanın başına geldiği gibi, aşırılıkları sonucunda ağır bir cezaya çarptırıldı! Kendini sevmeyi öyle yüceltti ki, nihayet benlik sevgisi onun en büyük sınavı oldu. Narcissos ve ondan bu yana gelen tüm narsistler için, benlik değerlerindeki aşırılık birer patolojiye dönüştü. Bugün narsizm DSM ‘de bir patoloji olarak kabul edilmekte ve bu kırılgan krallar sırça köşklerinden çıkarılıp, sokak sanatçılarının ve halkın pespaye şarkılarının arasında dansa davet edilmeye çalışılmaktadır. Aşkı da, ilişkileri de, hayatın içindeki tüm bağları da kendilerini sevmeye, kendilerine itaat eden müridler bulmaya çalışarak yaşayan narcissoslar için yaşam, o kadar da lütfedici görünmemekte ve bu her geçen gün onlar için gurur kırıcı bir ızdıraba dönüşmektedir. Gerçek dünyanın onlara vadedemediği sorgusuz itaatleri ve boyun eğmeleri kendi ideal dünyalarında bulmaya çalışırlar. Bu yüzden narsistler sembolik olarak algı körleridir, gerçek onlar için aşağılıktır, sırça köşkleri ise tüm bu aşağılıklara kapalı bir devler ülkesidir. Aynalarında kendi büyük gölgeleriyle raks eden narsistler için yaşamın bütün eğreti, inceltici, küçümseyici ve zayıflıklıkları kabul ettirici olan gerçekleri bu köşkün dışında kalmaktadır. Çünkü bu gerçek acı vericidir, tıpkı tüm diğer gerçekler gibi. Bu ızdırabı yaşama ihtimalinin verdiği kaygıyla narsistler, köşklerinin pencerelerini asla açmazlar ve kaygıları onları giderek daha büyük gölgeli minik devlere dönüştürür. Izdıraplarla dolu olan dünyanın görece en tatlı gerçeği olan aşk bile narsistler için başkalaşım geçirir. Partner seçerken beraber kendisini sevmeyi hedeflerler der Agah Aydın narsistler için. Haydi beraber beni sevelim! Sevilmek kadar sevme ihtiyacı da olan insan için başkasını sevememek esasen bir cezadır. Çünkü yaşam bir başkasını kendi aynamızda, kendimizi de bir başkasının aynasında gördükçe güzelleşen ve anlam kazanan bir yapıdadır. Birini içten sevemiyor olmak, hayatın içinde noksan ve kırgın olmak demektir. Narsistler için en büyük ceza, esasen başkasını sevmenin güzelliğinden mahrum olmaktır. Peki ya herkes? Peki ya ben ya sokaktaki çiçekçi teyze,ya taksici amca, ya sen? Kendi içinde kendi krallıklarını yaşatan tüm insanlar için narsist bir yandan bahsedilemez mi? Çarpıcı bir gerçek vardır ki, hepimiz narsist doğarız. Bebekler doğumlarından itibaren 2-3 yaşa kadar, kendilerinden başka bir dünyayı tanımazlar. Yaşam onlar için kurulmuştur, anne onun için, meme onun için, varolan her şey onun hizmetine amade olmak içindir. Tüm enerjisini kendisine akıtan bebekler büyüdükçe dış dünyanın ve ötekinin varlığını kabul etmek zorunda kalır. Ama içlerinde büyüttükleri ve esasen dünyayı tanıdıkları ilk halleri tamamen yitmez. Her insan esasen narsist bir yan barındırır. Bu yan kendi benlik inancımızla dış dünya arasındaki dengeyi koruyabilmek ve diğer benliklerin içinde yitip gitmemek için elzemdir, gereklidir. İnsanlar kendi krallıklarının hükümdarı olan ve bunu diğer tüm krallıkların yanı başında sürdüren en büyük krallığın hizmetkarları olduklarını kabul ettiklerinde, aşırılığın ve beraberinde patolojinin gelişmediği o müphem ama huzurlu dünyanın birer yaşayanı olarak hayatın içinde akıp gidebilirler.

 

 

Uzm. Psk. Kader Bakan

Yazar: Kader Bakan

Bir yanıt yazın

Gönder
💬Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Merhaba 👋
Size nasıl yardımcı olabiliriz?